21 Mart 2017 Salı

20 yıl önce, 20 yıl sonra: Gözden kaçırılan yükümlülükler

Türkiye’de kamu borcu ve yükümlülükleri ile ilgili veriler ve raporları inceleyen bir araştırmacı devlet borçlanması kaynaklı bir kriz ya da istikrarsızlıkla karşılaşma ihtimalinin ortadan kalktığı yanılsamasına kapılabilir. Revizyona tabi tutulan Gayrisafi Yurtiçi Hasıla verilerine oranla borç stoku 2016 yılı 3. Çeyreğinde yüzde 27,4 olarak açıklandı. Hazine verilerine bakıldığında borç stokunun oransal olarak düşüşü 2016’da durmuş olsa da borç çevrimi sorunu çoktan ortadan kalkmış görünüyor. Borcun vade yapısının sağlamlığı yanında Hazine garantili kredilerin geri ödemelerinde de Hazinenin üstlendiği pay yok denecek kadar azalmış durumda.

7 Mart 2017 Salı

Göstergeler toparlanma diyor, ancak borç sorunu devam ediyor

Küresel finansal kriz sonrasında dünya basınının önde gelen kuruluşları aralıklarla felaketin tekrarlanabileceğine dair görüşler yayımladılar. Bu görüşlerin kapladığı yer, getiri oranı sıfırın altında olan tahvillere ilişkin 2016’daki tartışma sonrasında giderek azaldı. Dodd-Frank düzenlemelerindeki muhtemel revizyonların etkileri bilinemese de korumacılık, FED faiz artışı ihtimali ve bunun sonuçları ile Çin ekonomisindeki gelişmeler ve borsa rallileri 2017’de daha üst sıralara yükseldi.

Ancak akademi koridorlarında (Türkiye’den bahsetmiyorum!) ve uluslararası finansal kuruluşlarda yeniden kaynamaya başlayan devlet borcu tartışması ve yakın bir gelecekte olabileceklere ilişkin öngörüler daha az dikkat çekerek de olsa devam ediyor. Borç sorunu dendiğinde hem özel sektör ve hanehalkı borcu hem de devlet borçları akla gelir. Bu kısa değerlendirmeyi devlet borçları sorunuyla sınırlıyorum.