22 Kasım 2017 Çarşamba

Borç finansmanı değil absürt bir iktidar savunusu

Hazine Müsteşarlığı’nın kendisine yönelik eleştirilere cevaben 1 Kasım’da “Borç ve Nakit Yönetimine İlişkin Basın Açıklaması” gerçekleştirmesinin ardından kısa süreli bir tepki bombardımanı yaşandı. Ekim sonunda yayımlanan 2018 finansman programını ile birlikte değerlendirildiğinde bu belge Hazine Müsteşarlığı’nın konumu açısından önemli göstergeler sunuyor.  

28 Temmuz 2017 Cuma

Türkiye’de Borçlanma Limiti Neden Değiştiriliyor?

Türkiye’de ilginç bir kanun değişikliği gerçekleşecek. Belki de bir OHAL kararname maddesi ile Türkiye’nin borçlanma limiti değiştirilecek ya da geçiçi bir maddeyle borç limiti krizi savuşturulacak.

26 Haziran 2017 Pazartesi

Bono İle Traş Olmak: 1960’larda Finansallaşma Öyküsü

Bono İle Traş Olmak: 1960’larda Finansallaşma Öyküsü
1960 askeri darbesinden sonra tarım, sanayi ve ulaştırma gibi sektörlerde yatırımların gerçekleştirilmesi için “Yatırım Finansman Fonu” kuruldu. Bu fonun ana kaynağı ise yine fonun kurulmasına dayanak gösterilen kanunda belirtilen hükümlerce piyasaya sürülen “Tasarruf Bonoları” olmuştur. Tasarruf Bonoları, 1960’ların devlet borçlanmasının bir ayağını oluşturmaktaydı ve bu borçlanmadaki dert kamu yatırımlarını finanse etmekti. Bunun ötesinde yarattığı etki daha kilit öneme sahiptir. Tasarruf Bonoları’nın yarattığı etki iki açıdan ele alınabilir. Birincisi 1960’ların bankerlerinin türemesine vesile oldu.  İkincisi ise 1960 yılların başlarından sonlarına kadar ücretin bir kısmının piyasa koşullarına maruz kalmasını sağladı. Yani işçi ücretinin bir kısmının piyasa faiz oranına göre belirlenmesinin yolu açıldı.  

21 Mart 2017 Salı

20 yıl önce, 20 yıl sonra: Gözden kaçırılan yükümlülükler

Türkiye’de kamu borcu ve yükümlülükleri ile ilgili veriler ve raporları inceleyen bir araştırmacı devlet borçlanması kaynaklı bir kriz ya da istikrarsızlıkla karşılaşma ihtimalinin ortadan kalktığı yanılsamasına kapılabilir. Revizyona tabi tutulan Gayrisafi Yurtiçi Hasıla verilerine oranla borç stoku 2016 yılı 3. Çeyreğinde yüzde 27,4 olarak açıklandı. Hazine verilerine bakıldığında borç stokunun oransal olarak düşüşü 2016’da durmuş olsa da borç çevrimi sorunu çoktan ortadan kalkmış görünüyor. Borcun vade yapısının sağlamlığı yanında Hazine garantili kredilerin geri ödemelerinde de Hazinenin üstlendiği pay yok denecek kadar azalmış durumda.

7 Mart 2017 Salı

Göstergeler toparlanma diyor, ancak borç sorunu devam ediyor

Küresel finansal kriz sonrasında dünya basınının önde gelen kuruluşları aralıklarla felaketin tekrarlanabileceğine dair görüşler yayımladılar. Bu görüşlerin kapladığı yer, getiri oranı sıfırın altında olan tahvillere ilişkin 2016’daki tartışma sonrasında giderek azaldı. Dodd-Frank düzenlemelerindeki muhtemel revizyonların etkileri bilinemese de korumacılık, FED faiz artışı ihtimali ve bunun sonuçları ile Çin ekonomisindeki gelişmeler ve borsa rallileri 2017’de daha üst sıralara yükseldi.

Ancak akademi koridorlarında (Türkiye’den bahsetmiyorum!) ve uluslararası finansal kuruluşlarda yeniden kaynamaya başlayan devlet borcu tartışması ve yakın bir gelecekte olabileceklere ilişkin öngörüler daha az dikkat çekerek de olsa devam ediyor. Borç sorunu dendiğinde hem özel sektör ve hanehalkı borcu hem de devlet borçları akla gelir. Bu kısa değerlendirmeyi devlet borçları sorunuyla sınırlıyorum.

13 Şubat 2017 Pazartesi

BİREYSEL EMEKLİLİK SİTEMİNE OTOMATİK KATILIM

2000 yılında yasama organına, emekliliğe ilişkin o günlerde kamuoyunun pek alışkın olmadığı bir tarzda yasa taslağı sunuldu. Yasa taslağında sözü edilen emeklilik sistemi, “bireylerin harcanabilir gelirleri üzerinden yapacakları tasarruflara yönelik bir sistem” olarak tarif edilmişti.  Bu tarifle, çalışanın net ücretini nasıl harcayacağı konusunda terbiye edileceği bir sistemin kurgulandığını görmekteyiz.